Gülle Yaşamak
Peygamber Efendimiz (s.a.v)'i tanımak, yaşamak, yaşayanlarla beraber olmak için...
1 Mayıs 2020 Cuma
17. CÜZ / HÜKÜM
AYET
69. “Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında Allah, kıyamet günü aranızda hüküm verecektir.”6
Hac Sûresi / 69.Ayet
HÜKÜM
الحكم
Kelâm, mantık ve fıkıh ilimlerinde kullanılan bir terim.
HADISLER
1.HADIS
İnsanlar arasında hüküm verenler Allah’tan korkun ve öfkeli iken hüküm vermekten kaçınin . (Müslim, “Aḳżıye”, 16; İbn Mâce, “Zühd”, 1),
HADIS 2
Yargı işine rüşvet karıştıranlar Allah’ın lânetine uğrayacaktır..(Müsned, II, 287-288),
Haksız hükümlerin verildiği toplumlarda kan dökülecektir ve hakkı bildiği halde zalimane hüküm verenlerin cehenneme gireceklerdir.
İKİ ALEM VARDIR: İLKİ VARLIK ALEMİ, İKİNCİSİ MANA ALEMİ. VARLIK ALEMİ GÜNDÜZ GİBİDİR, OLANI BİTENİ AÇIKÇA GÖRÜRSÜN, KENDİNİ KOLAYCA ELE VERİR. MANA ALEMİ İSE GECE GİBİDİR, ONU BULMAK İÇİN MUTLAKA GÖNÜL IŞIĞINI YAKMAN GEREKİR. – HZ. MEVLANA
16.CUZ/ HİKMET
AYET
12-13-14-15. “Ey Yahya! Kitab’a kuvvetle sarıl.” (dedik) ve daha çocukken ona hikmeti (ilmi, derin ve ince anlayışı) verdik. Tarafımızdan bir kalp yumuşaklığı ve (günahlardan) temizlik de (ihsan ettik). O, çok muttaki idi. Annesine babasına da itaatkâr (idi), âsîlik eden bir zorba değildi. Doğduğu gün de öleceği gün de dirileceği gün de ona selam olsun!
Meryem Sûresi / 12-13-14-15.Ayet
HADISLER
1.HADIS
“Hikmet müminin yitiğidir, onu bulduğu yerde alır”
(İbn Mâce, “Zühd”, 15; Tirmizî, “ʿİlim”, 19)
2.HADIS
Şüphesiz bazı şiirler var ki hikmettir”
(Buhârî, “Edeb”, 90; Tirmizî, “Edeb”, 69; İbn Mâce, “Edeb”, 41)
SÖZLÜK ANLAMI
zihnî kabiliyet, ustalık” anlamında kullanılan İbrânîce hokhmah kelimesiyle aynı semitik köke dayanır.
TERIM ANLAMI
Din ve felsefe alanında kullanılan geniş kapsamlı bir terim.
AÇIKLAMA
Mukātil b. Süleyman’ın (ö. 150/767) el-Vücûh ve’n-neẓâʾir adlı eserinde hikmetin beş “vech”i olduğu belirtilmektedir. 1. Kur’an’da emir ve nehiy kipleriyle geçen öğütler (meselâ bk. el-Bakara 2/231; Âl-i İmrân 3/48; en-Nisâ 4/113), 2. Anlayış (fehm) ve ilim anlamında hüküm (Meryem 19/12), 3. Nübüvvet (el-Bakara 2/251; en-Nisâ 4/54; Sâd 38/20), 4. Kur’an’ın tefsiri (el-Bakara 2/269), 5. Bizzat Kur’an (en-Nahl 16/125). Râgıb el-İsfahânî ise hikmet terimini “ilim ve akılla gerçeği bulma” şeklinde tanımlamaktadır. Hikmet Allah için kullanıldığında “eşyayı bilmek ve onu en sağlam ve kusursuz biçimde yaratmak”, insan için kullanıldığında “mevcûdatı bilip hayırlar işlemek” anlamına gelmektedir. Hüküm hikmetten daha geneldir. Zira her hikmet hükümdür, fakat her hüküm hikmet değildir. Hikmete “Kur’an tefsiri, Kur’an ilmi” ve “nübüvvet” karşılıkları da verilmiştir (el-Müfredât, “ḥkm” md.).
ÖZLÜ SÖZ
Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat.
Hz. Ali (r.a.)
15.CUZ/ YETIM
AYET:
Yetim malına da ergenlik çağına erişinceye kadar, ancak (o malı geliştirmek gibi) en güzel bir durum olmadıkça yaklaşmayın. Verilen sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.
Isrâ Sûresi / 34.Ayet
HADİSLER
1.HADIS
Peygamber Efendimiz (sav):
Allah rızası için yetimin başını okşayan kimseye elinin dokunduğu her saç teli kadar sevap verilir. (Müsned, V, 250; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 121),
2.HADIS
Resûl-i Ekrem’in (SAV) ,bir defasında şahadet parmağı ile orta parmağını birleştirerek, “Yetimi koruyup gözetenle cennette böyle yan yana olacağız” buyurmuştur.
SÖZLÜK ANLAMI
Sözlükte “yalnız olmak, tek başına kalmak” anlamındaki yütm kökünden türeyen yetîm kelimesi çeşitli nesnelerin tekliğini ifade eder
TERIM ANLAMI
fıkıhta yetim henüz bulûğ çağına ermemiş çocuklar hakkında kullanılır. Bir hadiste de bulûğ çağından sonra yetimliğin kalkacağı belirtilmiştir
AÇIKLAMA
Çocuğun nafakasını temin etme, haklarını koruma ve onu yetiştirmede babanın daha çok rolü bulunduğundan yetimlik özellikle babaya bağlanmıştır
ÖZLÜ SÖZ
Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin, ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin - Necip Fazıl Kısakürek
14.CUZ / SELAMET
AYET
Allah, yarattığı şeylerden sizin için gölgeler yaptı. Dağlarda (sığınılacak) barınaklar var etti. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşınızda koruyacak elbiseler (zırhlar) verdi. Böylece (Allah) size nimetini tamamlıyor ki siz müslüman olup selamet bulasınız.1
Nahl Sûresi / 81.Ayet
HADISLER
1.HADIS
"Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kimsedir. Muhâcir de Allah’ın yasakladığı şeyleri terk edendir."
Buhari, Bedu'l-vahy, 4.
2.HADIS
Resûlullah’ın arkasında namaz kılan sahâbîler tahiyyat oturuşunda ilk zamanlar, “Allah’a kullarından selâm olsun, falana falana selâm olsun” anlamında ifadeler kullanıyordu. Bundan haberdar olan Hz. Peygamber, “‘Allah’a selâm olsun’ demeyin, Allah selâmın kendisidir, fakat siz şöyle söyleyin” buyurmuş ve bilinen Tahiyyat duasını öğretmiştir
(Buhârî, “Eẕân”, 150; Müslim, “Ṣalât”, 55-58).
SÖZLÜK ANLAMI
selâm (selâmet) “bedenî ve ruhî hastalık, eksiklik ve kusurlardan uzak olma” anlamında kullanılır.
TERIM ANLAMI
esenlik veren anlamındadir
.
AÇIKLAMA
yaratılmışlara özgü acz ve eksikliklerden münezzeh olan” şeklindedir. Bu ifade zât-ı ilâhiyyenin zâhirî ve bâtınî kusurlar, değişikliğe mâruz kalma ve zeval bulup ortadan kalkma gibi hususlardan münezzeh olduğunu belirtir.
ÖZLÜ SÖZLER
Selâmet,muhalefeti ve ilmin,ayrılmayı gerektirdiği şeye girmeyi terketmek suretiyle selâmeti arayan arkadaşıdır.
Cüneyd-i Bağdadi
13.CUZ / TEVEKKÜL
AYET:
“(O,) yollarımızı bize dosdoğru göstermişken, biz ne diye Allah’a güvenip dayanmayalım? Bize yaptığınız eziyete karşı elbette dayanıp direneceğiz (yılmayacağız). O halde tevekkül eden (mü’min)ler, yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.”
Ibrahim Sûresi / 12.Ayet
HADISLER
1.HADIS:
Bir iş için evinden çıkan kimse, “Bismillâh, Allah’a inandım, O’na dayandım, O’na tevekkül ettim; güç kuvvet yalnız O’nundur” derse Allah onu en hayırlı şekilde rızıklandıracak ve kötülüklerden koruyacaktır (Müsned, I, 66; benzer ifadeler için bk. Ebû Dâvûd, “Edeb”, 103; İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 18). Resûlullah’ın teheccüd namazı
2.HADIS:
Hz. Peygamber’in, “Devemi bağladıktan sonra mı tevekkül edeyim yoksa bağlamadan mı?” diye soran bir sahâbîye, “Önce bağla, sonra tevekkül et” cevabını vermiştir. (Tirmizî, “Ḳıyâme”, 60)
SÖZLÜK ANLAMI
Sözlükte “Allah’a güvenmek” anlamındaki vekl kökünden türeyen tevekkül “birinin işini üstüne alma, birine güvence verme; birine işini havale etme, ona güvenme” mânasına gelir.
TERIM ANLAMI
Allah’a güvenip dayanma anlamında terim.
Peyganber efendimiz in duası:
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim, sana yöneldim”
ÖZLÜ SÖZ
Hz. Ali (a.s) buyuruyor: ‘Allah’a tevekkül etmek, her türlü kötülükten kurtulmanın ve her türlü düşmandan korunmanın kaynağıdır.’[12]
19 Nisan 2020 Pazar
HATICE KARA/ CEHALET
12.CUZ
Hûd Sûresi / 46.Ayet:
(Allah) buyurdu ki: “Ey Nuh! O (oğlun, inanmayıp âsî olduğundan) senin ailenden değildir. Doğrusu o(nun yaptığı), iyi bir iş değildir. O halde, bilgin olmayan şeyi benden isteme! Doğrusu ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim.”
AÇIKLAMA
Âyet-i kerîmede görülüyor ki evlat bile olsa yakın akrabalar Allah’a ve O’ndan gelen vahye inanmıyorlarsa artık aileden sayılmaz. Nitekim Bedir gazvesinde birçok sahâbi, İslâm’ın ve müslümanların karşısına dikilen babaları, oğulları ve yakınlarıyla savaşmışlardır.
HADIS_1
O iyi bir insandı, fakat öfke onu cahilleştirdi” (Müslim, “Tevbe”, 56, 57; Müsned, VI, 196)
HADIS_2
Hz. Peygamber, oruçlu müslümanlara tavsiyelerini ihtiva eden bir hadisinde, “Biri ona karşı bir cahillik ederse oruçlu olduğunu söylesin” (İbn Mâce, “Ṣıyâm”, 21)
SÖZLÜK ANLAMI
Cehl gibi “bilmemek, bilgi ve görgüden yoksun olmak” anlamında bir masdar olup isim olarak da kullanılır.
TERIM ANLAMI
Bilgisizlik, kibir, bozgunculuk, serkeşlik gibi anlamlara gelen ahlâk terimi.
ÖZLÜ SÖZLER
Bilgisiz dürüstlük faydasızdır, dürüst olmayan bilgi ise tehlikeli ve korkunçtur.
Sadi Şirazi
12.CUZ
Hûd Sûresi / 46.Ayet:
(Allah) buyurdu ki: “Ey Nuh! O (oğlun, inanmayıp âsî olduğundan) senin ailenden değildir. Doğrusu o(nun yaptığı), iyi bir iş değildir. O halde, bilgin olmayan şeyi benden isteme! Doğrusu ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim.”
AÇIKLAMA
Âyet-i kerîmede görülüyor ki evlat bile olsa yakın akrabalar Allah’a ve O’ndan gelen vahye inanmıyorlarsa artık aileden sayılmaz. Nitekim Bedir gazvesinde birçok sahâbi, İslâm’ın ve müslümanların karşısına dikilen babaları, oğulları ve yakınlarıyla savaşmışlardır.
HADIS_1
O iyi bir insandı, fakat öfke onu cahilleştirdi” (Müslim, “Tevbe”, 56, 57; Müsned, VI, 196)
HADIS_2
Hz. Peygamber, oruçlu müslümanlara tavsiyelerini ihtiva eden bir hadisinde, “Biri ona karşı bir cahillik ederse oruçlu olduğunu söylesin” (İbn Mâce, “Ṣıyâm”, 21)
SÖZLÜK ANLAMI
Cehl gibi “bilmemek, bilgi ve görgüden yoksun olmak” anlamında bir masdar olup isim olarak da kullanılır.
TERIM ANLAMI
Bilgisizlik, kibir, bozgunculuk, serkeşlik gibi anlamlara gelen ahlâk terimi.
ÖZLÜ SÖZLER
Bilgisiz dürüstlük faydasızdır, dürüst olmayan bilgi ise tehlikeli ve korkunçtur.
Sadi Şirazi
HATICE KARA /ECEL
11. CUZ
AYET:
(Resûlüm!) De ki: “Allah’ın dilemesi dışında, ben kendi kendime (bile) ne bir zarar ne bir fayda (verme gücüne) sahibim.” Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık bir an geri de kalamazlar ileri de geçemezler.4
Yunus Sûresi / 49.Ayet
HADISLER
1.HADIS:
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahaneyi kaldırmıştır." Tirmizi'nin metni şu şekildedir: "Ümmetimin vasati ömrü 60-70 yaş arasıdır. Allah, kime ömründe 40'ına kadar mühlet verdi ise, ondan özrü kaldırmıştır."
Kaynak: Buhari Rikak 4; Tirmizi, Da'vat 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mace, Zühd 27, (4236), Metin Buhari'den alınmıştır.
Konu: Ecel
2.HADIS:
Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak: "Şu ve şu neye delalet ediyor biliyor musunuz?" dedi. Cemaat: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" dediler. Buyurdu ki: "Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir. (Kişi emeline ulaşmak için gayret ederken ulaşmadan ölüverir)".
Kaynak: Tirmizi, Emsal 7, (2874).
Konu: Ecel
SÖZLÜK ANLAMI
Allah tarafından her canlı için önceden takdir edilen hayat süresi
TERIM ANLAMI
Hayatın sonu olan ölüm vakti anlamında kelâm terimi.
ACIKLAMA
Ehl-i sünnet âlimlerine göre insan ömrü uzamaz ve kısalmaz. Kur’ân-ı Kerîm’de ve bazı hadislerde ilk bakışta ömrün uzatılması veya kısaltılması anlamına gelebilecek naslar varsa da bunların, mânası apaçık olan ecelle ilgili muhkem nasların ışığında açıklanması gerekir. Kur’an’da bazı insanların ömürlerinin uzatılmasının, bazılarının ise kısaltılmasının apaçık bir kitapta bulunduğu ifade edilmektedir (Fâtır 35/11). Burada kastedilen şey, sağlık kurallarına uyup gerekli tedbirleri almak suretiyle uzun müddet yaşayacak olanlarla hastalık, tedbirsizlik, kaza, katil vb. sebeplerle ömrü kısaltılanların Allah tarafından bilindiği, bunun da bir kitapta yazılmış olduğu hususudur. Bundan, dünyaya gelip yaşamaya başladıktan sonra insanlar için -ilâhî bilgi dışında kalan- ömür uzatılması veya kısaltılması sonucunu çıkarmak isabetli değildir (Cüveynî, s. 363). Ayrıca ilgili âyetteki “ziyade” ve “noksan” ile diğer bir âyetteki (er-Ra‘d 13/39) “mahv” ve “isbât”ın, “ümmü’l-kitâb”da (levh-i mahfûz) değil meleklerin ellerinde bulunan kitapta meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Akrabaları ziyaret edip gözetmenin, komşularla iyi geçinmenin ve sadaka vermenin ömrü uzatacağına ilişkin hadislere gelince, her şeyden önce bunlar âhâd rivayetlerdir ve zâhirî mânaları itibariyle kesin anlamlı âyetlere aykırı olduklarından muhkem âyetleri bunların ışığında açıklamak doğru değildir. Bu hadislerde belirtilen ömrün uzaması, yapılan iyilikler veya yetiştirilen hayırlı evlât sebebiyle insanın öldükten sonra hayırla anılarak adının yaşatılması anlamına gelebileceği gibi, güzel amellerle dolu bir hayatın bereketlenip mutlu bir şekilde geçirilmesi ve dolayısıyla ömrün psikolojik olarak uzun algılanması anlamını da ifade etmiş
ÖZLÜ SÖZ
Ölüm her aklına geldiğinde ‘Ah’ edip ‘Vah’ edip inleme; Bu halinle Rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; O geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın. Necip Fazıl KISAKÜREK
11. CUZ
AYET:
(Resûlüm!) De ki: “Allah’ın dilemesi dışında, ben kendi kendime (bile) ne bir zarar ne bir fayda (verme gücüne) sahibim.” Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık bir an geri de kalamazlar ileri de geçemezler.4
Yunus Sûresi / 49.Ayet
HADISLER
1.HADIS:
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahaneyi kaldırmıştır." Tirmizi'nin metni şu şekildedir: "Ümmetimin vasati ömrü 60-70 yaş arasıdır. Allah, kime ömründe 40'ına kadar mühlet verdi ise, ondan özrü kaldırmıştır."
Kaynak: Buhari Rikak 4; Tirmizi, Da'vat 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mace, Zühd 27, (4236), Metin Buhari'den alınmıştır.
Konu: Ecel
2.HADIS:
Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak: "Şu ve şu neye delalet ediyor biliyor musunuz?" dedi. Cemaat: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" dediler. Buyurdu ki: "Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir. (Kişi emeline ulaşmak için gayret ederken ulaşmadan ölüverir)".
Kaynak: Tirmizi, Emsal 7, (2874).
Konu: Ecel
SÖZLÜK ANLAMI
Allah tarafından her canlı için önceden takdir edilen hayat süresi
TERIM ANLAMI
Hayatın sonu olan ölüm vakti anlamında kelâm terimi.
ACIKLAMA
Ehl-i sünnet âlimlerine göre insan ömrü uzamaz ve kısalmaz. Kur’ân-ı Kerîm’de ve bazı hadislerde ilk bakışta ömrün uzatılması veya kısaltılması anlamına gelebilecek naslar varsa da bunların, mânası apaçık olan ecelle ilgili muhkem nasların ışığında açıklanması gerekir. Kur’an’da bazı insanların ömürlerinin uzatılmasının, bazılarının ise kısaltılmasının apaçık bir kitapta bulunduğu ifade edilmektedir (Fâtır 35/11). Burada kastedilen şey, sağlık kurallarına uyup gerekli tedbirleri almak suretiyle uzun müddet yaşayacak olanlarla hastalık, tedbirsizlik, kaza, katil vb. sebeplerle ömrü kısaltılanların Allah tarafından bilindiği, bunun da bir kitapta yazılmış olduğu hususudur. Bundan, dünyaya gelip yaşamaya başladıktan sonra insanlar için -ilâhî bilgi dışında kalan- ömür uzatılması veya kısaltılması sonucunu çıkarmak isabetli değildir (Cüveynî, s. 363). Ayrıca ilgili âyetteki “ziyade” ve “noksan” ile diğer bir âyetteki (er-Ra‘d 13/39) “mahv” ve “isbât”ın, “ümmü’l-kitâb”da (levh-i mahfûz) değil meleklerin ellerinde bulunan kitapta meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Akrabaları ziyaret edip gözetmenin, komşularla iyi geçinmenin ve sadaka vermenin ömrü uzatacağına ilişkin hadislere gelince, her şeyden önce bunlar âhâd rivayetlerdir ve zâhirî mânaları itibariyle kesin anlamlı âyetlere aykırı olduklarından muhkem âyetleri bunların ışığında açıklamak doğru değildir. Bu hadislerde belirtilen ömrün uzaması, yapılan iyilikler veya yetiştirilen hayırlı evlât sebebiyle insanın öldükten sonra hayırla anılarak adının yaşatılması anlamına gelebileceği gibi, güzel amellerle dolu bir hayatın bereketlenip mutlu bir şekilde geçirilmesi ve dolayısıyla ömrün psikolojik olarak uzun algılanması anlamını da ifade etmiş
ÖZLÜ SÖZ
Ölüm her aklına geldiğinde ‘Ah’ edip ‘Vah’ edip inleme; Bu halinle Rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; O geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın. Necip Fazıl KISAKÜREK
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)