19 Nisan 2020 Pazar

HATICE KARA/ CEHALET
12.CUZ

Hûd Sûresi / 46.Ayet:
     (Allah) buyurdu ki: “Ey Nuh! O (oğlun, inanmayıp âsî olduğundan) senin ailenden değildir. Doğrusu o(nun yaptığı), iyi bir iş değildir. O halde, bilgin olmayan şeyi benden isteme! Doğrusu ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim.”

AÇIKLAMA
Âyet-i kerîmede görülüyor ki evlat bile olsa yakın akrabalar Allah’a ve O’ndan gelen vahye inanmıyorlarsa artık aileden sayılmaz. Nitekim Bedir gazvesinde birçok sahâbi, İslâm’ın ve müslümanların karşısına dikilen babaları, oğulları ve yakınlarıyla savaşmışlardır.

HADIS_1

O iyi bir insandı, fakat öfke onu cahilleştirdi” (Müslim, “Tevbe”, 56, 57; Müsned, VI, 196)

HADIS_2

Hz. Peygamber, oruçlu müslümanlara tavsiyelerini ihtiva eden bir hadisinde, “Biri ona karşı bir cahillik ederse oruçlu olduğunu söylesin” (İbn Mâce, “Ṣıyâm”, 21)


  SÖZLÜK ANLAMI

Cehl gibi “bilmemek, bilgi ve görgüden yoksun olmak” anlamında bir masdar olup isim olarak da kullanılır.

 TERIM ANLAMI

Bilgisizlik, kibir, bozgunculuk, serkeşlik gibi anlamlara gelen ahlâk terimi.

ÖZLÜ  SÖZLER

Bilgisiz dürüstlük faydasızdır, dürüst olmayan bilgi ise tehlikeli ve korkunçtur.
                      Sadi Şirazi

HATICE KARA  /ECEL
 11. CUZ

AYET:

 (Resûlüm!) De ki: “Allah’ın dilemesi dışında, ben kendi kendime (bile) ne bir zarar ne bir fayda (verme gücüne) sahibim.” Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık bir an geri de kalamazlar ileri de geçemezler.4
Yunus Sûresi / 49.Ayet

HADISLER

1.HADIS:
 Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahaneyi kaldırmıştır." Tirmizi'nin metni şu şekildedir: "Ümmetimin vasati ömrü 60-70 yaş arasıdır. Allah, kime ömründe 40'ına kadar mühlet verdi ise, ondan özrü kaldırmıştır."

Kaynak:  Buhari Rikak 4; Tirmizi, Da'vat 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mace, Zühd 27, (4236), Metin Buhari'den alınmıştır.

Konu:  Ecel


2.HADIS:
Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak: "Şu ve şu neye delalet ediyor biliyor musunuz?" dedi. Cemaat: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" dediler. Buyurdu ki: "Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir. (Kişi emeline ulaşmak için gayret ederken ulaşmadan ölüverir)".

Kaynak:  Tirmizi, Emsal 7, (2874).

Konu:  Ecel

SÖZLÜK ANLAMI

Allah tarafından her canlı için önceden takdir edilen hayat süresi

TERIM ANLAMI

 Hayatın  sonu olan ölüm vakti anlamında kelâm terimi.

ACIKLAMA

Ehl-i sünnet âlimlerine göre insan ömrü uzamaz ve kısalmaz. Kur’ân-ı Kerîm’de ve bazı hadislerde ilk bakışta ömrün uzatılması veya kısaltılması anlamına gelebilecek naslar varsa da bunların, mânası apaçık olan ecelle ilgili muhkem nasların ışığında açıklanması gerekir. Kur’an’da bazı insanların ömürlerinin uzatılmasının, bazılarının ise kısaltılmasının apaçık bir kitapta bulunduğu ifade edilmektedir (Fâtır 35/11). Burada kastedilen şey, sağlık kurallarına uyup gerekli tedbirleri almak suretiyle uzun müddet yaşayacak olanlarla hastalık, tedbirsizlik, kaza, katil vb. sebeplerle ömrü kısaltılanların Allah tarafından bilindiği, bunun da bir kitapta yazılmış olduğu hususudur. Bundan, dünyaya gelip yaşamaya başladıktan sonra insanlar için -ilâhî bilgi dışında kalan- ömür uzatılması veya kısaltılması sonucunu çıkarmak isabetli değildir (Cüveynî, s. 363). Ayrıca ilgili âyetteki “ziyade” ve “noksan” ile diğer bir âyetteki (er-Ra‘d 13/39) “mahv” ve “isbât”ın, “ümmü’l-kitâb”da (levh-i mahfûz) değil meleklerin ellerinde bulunan kitapta meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Akrabaları ziyaret edip gözetmenin, komşularla iyi geçinmenin ve sadaka vermenin ömrü uzatacağına ilişkin hadislere gelince, her şeyden önce bunlar âhâd rivayetlerdir ve zâhirî mânaları itibariyle kesin anlamlı âyetlere aykırı olduklarından muhkem âyetleri bunların ışığında açıklamak doğru değildir. Bu hadislerde belirtilen ömrün uzaması, yapılan iyilikler veya yetiştirilen hayırlı evlât sebebiyle insanın öldükten sonra hayırla anılarak adının yaşatılması anlamına gelebileceği gibi, güzel amellerle dolu bir hayatın bereketlenip mutlu bir şekilde geçirilmesi ve dolayısıyla ömrün psikolojik olarak uzun algılanması anlamını da ifade etmiş



ÖZLÜ SÖZ

Ölüm her aklına geldiğinde ‘Ah’ edip ‘Vah’ edip inleme; Bu halinle Rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; O geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın. Necip Fazıl KISAKÜREK

HATİCE KARA/SEBAT ETMEK,SABIR
10 .CUZ

AYET
     Ey iman edenler! (Sizinle savaşacak) bir toplumla karşılaştığınız zaman sebat edin (yılmayın), Allah’ı çok zikredin ki umduğunuza kavuşur/kurtuluşa erersiniz.
Enfâl Sûresi / 45.Ayet

HADISLER
   1.HADIS
26: Ebû Saîd Sa’d ibn Sinân el Hudrî (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet
edildiğine göre ensardan bir kısmı Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’ den bir
şeyler istediler O da verdi, tekrar istediler yine verdi, sonunda yanındaki mal bitti.
Elindeki olan herşeyi verdikten sonra onlara şöyle dedi: “Yanımda mal olsaydı
sizden esirgemezdim, kim istemekten çekinir iffetli davranırsa Allah onun iffetini
artırır, kim tokgözlü olmak isterse Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır,
kim sabretmeye gayret ederse Allah ona sabır verir, hiçbir kimseye sabırdan daha
geniş ve hayırlı birşey verilmemiştir.” (Buhârî, Zekat 50; Müslim, Zekat 126)

     2.HADIS
27: Ebû Yahyâ Suheyb ibn Sinân (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet
edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Mü’minin
durumuna gerçekten hayret edilir. Zira her durumu onun için hayır sebebidir, bu
özellik sadece mü’minlerde bulunur. Çünkü sevinecek olsa şükreder bu onun için
hayırdır, başına bir bela gelse sabreder bu da onun için bir hayırdır.” (Müslim, Zühd
64)

SÖZLÜK ANLAMI
Sözlükte “engellemek, hapsetmek; güçlü ve dirençli olmak” anlamlarındadır.

TERIM ANLAMI
 sabr kelimesinin ahlâk terimi olarak “üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belâlar karşısında direnç gösterme;

AÇIKLAMA
Sabır dini tebliğde azim ve sebat gösteren peygamberlerin niteliklerindendir (el-Ahkāf 46/35). Bir kimsenin kendisine kötülük edenleri âdil bir şekilde cezalandırması haktır, ancak sabır göstermesi daha hayırlıdır. Sabretmek gerekir, bu da ancak Allah’ın ihsanı sayesinde olur (en-Nahl 16/126-127). Allah, putperest düşmanlarının aşağılayıcı davranışlarına katlanan müslümanları sabretmelerinin mükâfatı olarak ebedî kurtuluşa ulaştıracağını bildirmiştir (el-Mü’minûn 23/110-111). Kendilerine kötülük yapanlara sabırla muamele edip kötülüğe kötülükle karşılık vermeyenlere düşmanlarının hile ve tuzakları asla zarar vermeyecektir (Âl-i İmrân 3/120).

ÖZLÜ SÖZ
Bedende baş ne ise imanda da sabır aynıdır, başsız beden olmayacağı gibi, sabırsız da iman olamaz.
Hz. Ali
HATICE KARA / ZIKIR
9.CUZ
Araf Suresi 205. ayet: Rabbini, içinden yalvararak, korkarak, yüksek olmayan (hafif) bir sesle sabah ve akşam zikret/an, gafillerden olma!

HADISLER

1.HADIS:

1435-458: Ebu Hureyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) bir kudsi hadiste şöyle buyurmuşlardır:

“Allah-u Teala şöyle buyuruyor: Ben kulumun beni düşündüğü gibiyim. Beni hatırlayıp zikrettiğinde onunla beraberim. O beni kendi başına hatırlar ve anarsa ben de onu aynı şekilde anarım. Şayet beni bir topluluk içinde hatırlar ve anarsa ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.” (Buhari, Tevhid, 15)

2.HADIS:

1438-459: Abdullah ibni Büsr (r.a.) şöyle dedi: Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’a hitaben, “Ya Rasulallah, İslami hükümler çoğaldı, bana sıkıca sarılacağım birşey söyle” dedi. Rasûlullah (s.a.v.) de, “Dilin hep Allah’ı zikretsin” buyurdu. (Tirmizi, Deavat, 4)

SÖZLÜK ANLAMI
Sözlükte “bir şeyi anmak, hatırlamak” anlamındaki zikir (zikr) kelimesi (çoğulu zükûr, ezkâr) dinî literatürde “Allah’ı anmak ve unutmamak suretiyle gafletten ve nisyandan kurtuluş” anlamında kullanılır.

   TERIM ANLAMI

Allah ı anmak amacıyla yapılan ıbadet,söz ve davranışlar.

   AÇIKLAMA

Zikir dil veya kalp ya da her ikisiyle beraber yapılır; bu ise ya unutulan bir şeyi hatırlama ya da hatırda olanı muhafaza etme şeklinde olur (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfred

ÖZLÜ SÖZ

 “Yunus sen bu dünyaya niye geldin, gece gündüz Hakkı zikretsin dilin. „
                         Yunus Emre
HATİCE KARA/SECDE
8.CUZ
   AYET:

Araf Suresi 11.ayet: Yine andolsun ki sizi(n önce insan olarak maddenizi) yarattık, sonra size (teşekkül devresinde insan olarak) şekil verdik, sonra da meleklere: “(Kudretim için) Âdem’e secde edin.” dedik. İblis’ten başka hepsi secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.
      HADIS
1.HADİS
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!”

Müslim, Salât 215.

Ebû Abdullah (veya Ebû Abdurrahman) Sevbân radıyallahu anh’den -ki kendisi Resûlullah’ın azadlı kölesidir- rivayet edildiğine göre o “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir:

    2.HADİS

Ebû Abdullah (veya Ebû Abdurrahman) Sevbân radıyallahu anh’den -ki kendisi Resûlullah’ın azadlı kölesidir- rivayet edildiğine göre o “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir:

“Çok secde etmeye bak! Zira senin Allah için yaptığın her secde karşılığında Allah seni bir derece yükseltir ve bir hatânı siler.”

Müslim, Salât 225. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Tirmizî, Salât 169; Nesâî, Tatbîk 80, 89

    SÖZLÜK ANLAMI
Sözlükte “eğilmek, boyun eğmek, tevazu ile alnı yere koymak” anlamındadır.

   TERIM ANLAMI
 sücûd masdarından gelen secde fıkıh terimi olarak namazda alın, burun, el ayaları, dizler ve ayak parmakları zemine değecek şekilde yere kapanmayı ifade eder.

ÖZLÜ SÖZ
Eklense de başıma, dünyada kaç baş varsa. Başım, onların hepsi için secdeye varsa.
    N.FAZIL KISAKUREK

     ACIKLAMA
Âyet-i kerîmede geçtiği üzere insan, kendisinin yaratıcısı değildir. Kendisine şekil/suret, dillerini ve renklerini veren de kendisi değildir.4 Bunun gibi bilgisi de ezelî, ebedî, herşeyi kapsayıcı ve görecesiz değildir. Böyle olunca insan yüce Yaradanı’na karşı, İblis misâli O’nun yüceliğini tanısa bile büyüklük taslayarak secde/ibadet etmez, emrini yerine getirmezse nankörlük yapmış/kâfir olmuş ve şeytanın kendine benzetmeye çalıştığı kimselerden olmuş olur.

HATICE KARA/HELÂK
7. CÜZ
AYET:
En'am suresi 6. ayet : Bizim, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân (ve yer)leri onlara verdik ve (ihtiyaç anında) üzerlerine semadan bol bol yağmur gönderdik, (evlerinin) alt tarafından akan ırmaklar yaptık. Fakat (âsî oldular da) günahları yüzünden biz de onları (azapla) helak ettik ve onların peşlerinden başka bir nesil meydana getirdik.

         HADISLER
1.HADIS
Ebû Hureyre  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve:

- "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri:

- Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu.

Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip sustu. Sonra  şöyle buyurdu:

- "Eğer "evet" deseydim, her sene haccetmeniz farz olurdu, siz de onu yerine getiremezdiniz!“  Sonra sözlerine devamla:

- "Ben sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni kendi halime bırakın. Çünkü sizden öncekiler peygamberlerine çok sual sormaları ve aldıkları cevaplar konusunda ihtilâf etmeleri sebebiyle helâk oldular. Bundan dolayı size, bir şey emrettiğim zaman onu gücünüz yettiğince yerine getirin. Herhangi bir şeyi de yasaklarsam ondan da kesin olarak kaçının!" buyurdu.

Müslim, Hac 412; Nesâî,

 2.HADIS

Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur.

AÇIKLAMA
İslâm fıtrat dinidir. İslâm’da insanın günah işleyebileceği kabul edilmiş ve bundan korunma ve kurtulma yolları insana öğretilmiştir. İşte yapılan kötülükten, işlenen günah ve kabahatten kurtulup manevi kirlerden temizlenme yolu tövbedir. Tövbe ile insan, yapmış olduğu günah ve kusurlardan kurtulup o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur. Nitekim bu hususta Peygamber Efendimiz buyuruyor:

SÖZLÜK ANLAMI
1. Ölme, öldürme.

2.  Ortadan kaldırma, yok etme, ortadan kaldırılma, yok edilme.

TERIM ANLAMI
bitkin duruma gelme yada getirilme.

     ÖZLÜ SÖZ
sünnet yoldur,toplulukta yoldaşa benzer.Yolsuz yoldaşsız oldun mu bu daracık yerde helak oldun gitti!  
      Hz. Mevlana