URFALI ŞAİR YUSUF NABİ'NIİN MEDİNE ZİYARETİ
Urfalı Şair Nabi, devlet ricalinden bir gurupla Hac’a gidiyorlar. O zaman gidiş-gelişler yaya veya at sırtında kervanlarla yapılmaktadır. Türkiye’den giderken Mekke’ye daha 450 km kala Medine önünüze çıkar. Kervan Medine’ye girmeden önce saat gece yarısını biraz geçmiştir. Bir süre dinlenip sabah namazına Mescid-i Nebevi’ye gideriz diyerek kısa bir mola veriliyor. Yorgunluk nedeniyle kervanda bulunan devletlu biraz uzanarak dinlenmek isterken farkında olmadan ayaklarını Medine’ye doğru uzatarak hafif bir şekerleme yapıyor. Onun ayklarını medine’ye doğru uzatmasını şair Nabi pek fazla yadırgadığından hemen oracıkta ;
“Sakın terki edepten, kuy-ı mahbubu hudadır bu
Nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa’dır bu” diye başlayan şiirini şu dizelerle bitirir;
“Ey bad-ı saba uğrarsa yolun semt-i harameyne
Tazimimi arzeyle resul-u sakaleyne.”
Devletlu hemen kalkar ve Nabi’ye, “farkında olmadan oldu, aramızda kalsın” diye ricada bulunur. Nabi de olumlu yaklaşır.
Sabah kervan Medine’ye girerken, müezzin minareden bu dizeleri okumaktadır. Nabi de devletlu da hayretler içerisindedirler. Namazdan sonra müezzini çağırtarak okuduklarını nereden öğrendiğini sorarlar. Müezzin biraz tereddütten sonra; “Efendim, gece rüyamda Hazreti Peygamberi gördüm. Bana bu okuduklarımı öğreterek bunları sabah ezanından önce okumamı emretti. Çünkü ümmetimden Nabi geliyor dedi. Ben de okudum” diye cevap verir.