23 Ocak 2020 Perşembe

FESAT
6.cüz
AYET:
Maide Suresi 33. ayet:
Allah ve Resûlü’(nün hükümleri)ne karşı savaş açan ve (bu hükümlerin yapılmasını istemeyerek ve aksini yaparak) yeryüzünde anarşi/fesat çıkartmaya çalışanların cezası ancak (verilecek hükme göre ya) öldürülmeleri, ya asılmaları, ya (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çapraz kesilmesi ya da (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, onlar için dünyada bir rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük bir azap vardır.

AÇIKLAMA:
Allah ve Resûlü’ne karşı savaş açma iki türlü olur. Biri, Allah’ın emirlerini/hükümlerini hiçe sayarak onları toplumun yaşamından kaldırmak, emirlerini yasaklamak, haram kıldıklarını da serbest bırakmak ve onlara imkânlar tanımakla; diğeri de fertlerin toplum düzenini bozucu/anarşist hareketleriyle olur. İslâm, bir insanın başkasını kasten öldürmesini bir insanlık suçu sayar ve bütün insanları öldürmüş gibi kabul eder. Yol kesme, soygun ve öldürme olayları toplumun huzurunu bozduğu için devlete karşı işlenmiş bir suç kabul edilmiş ve cezalar konulmuştur. Aşağıda görüleceği şekilde bu cezaları İslâm, suç işleyecek olanın kendi âkıbetini düşünmesi ve ondan ibret alıp vazgeçmesi için koymuştur. Şöyle ki:

1. Silahlanıp dağa çıkan ve orada yol kesip adam öldürenin cezası ölümdür.
2. Hem öldürmüş hem de soygun yapmışsa hem öldürülür hem de ibret için asılır.
3. Yol kesmiş, kimseyi öldürmemiş de sadece malları alıp kaçmışsa normal hırsıza göre2 cezası, iki misli olarak sağ el ve sol ayağı çaprazlama kesilir.
4. Yol kesip öldürmeden ve malları da almadan yalnız terör havası yaratıp insanları korkutmuşsa sürgüne gönderilir.

   HADISLER
   1.HADIS
Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.”

Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105
  2.HADIS
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ varlıkları yaratma işini tamamlayınca, akrabalık bağı (rahim) ayağa kalkarak:

- (Huzurunda) bu duruş, akrabalık bağını koparan kimseden sana sığınanın duruşudur, dedi.

Allah Teâlâ:

- Pekâlâ, seni koruyup gözeteni gözetmeme, seninle ilgisini kesenden rahmetimi kesmeme râzı değil misin? diye sordu.

Akrabalık bağı:

- Evet, râzıyım, dedi.

Bunun üzerine Allah Teâlâ:

- Sana bu hak verilmiştir, buyurdu.

Bunları anlattıktan sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- İsterseniz (bunu doğrulayan) şu âyeti okuyunuz, buyurdu:

“Ey münâfıklar! Siz iş başına geçecek olursanız, yeryüzünde fesat çıkarır, akrabalarla ilginizi kesersiniz, değil mi? İşte Allah’ın lânete uğrattığı, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır” [Muhammed sûresi (47), 22-23]. Buhârî, Tefsîru sûre 47, Edeb 13, Tevhîd 35; Müslim, Birr 16

SÖZLÜK ANLAMI

fesad kavramı, gerek fizikî gerekse sosyal düzen ve dengenin bozulması anlamında olumsuz bir duruma işaret etmek üzere ve genellikle salâhın karşıtı olarak kullanılır.



TERIM ANLAMI
Tabiat alanındaki oluş ve bozuluşu ifade eden felsefe terimi.

ÖZLÜ SÖZ

İnsan her şeyi göremez; Sevdiğin şeyler seni kör ve sağır eder.  (Hz. Mevlana)